Çocuklarda 1,5 ve 3,5 yaşları arasında izlenen 2 yaş sendromu, hassas bir dönemdir. Çocukların kişiliklerinin oluşmaya başladığı ve istediklerini yaptırmayı öğrenmeye başladığı bu dönem ebeveynler tarafından anlaşılması zor, ancak çocuk gelişiminin en önemli evresidir.
“2 yaşındaki çocuğum her fırsatta ağlıyor ve söz dinlemiyor, iştahı da kesildi. Öfkesini dindiremiyorum. Eşyaları fırlatıyor ve anne babasına vuruyor.” Bu ifadeler, ebeveynlerin en çok korktuğu ve atlatmakta güçlük çektiği 2 yaş sendromunu tanımlıyor. Çocukta sürekli inkar, kendi istediğini yapma ve yaptırma, inatlaşma, ağlama krizleri ile kendini gösteren bu dönemde aile, süreci normal bir evre olarak değerlendirmeli ve çocukla iletişimi kontrol altına almalıdır. 2 yaş sendromu yaşayan bir çocuğa bağırmak, onunla inatlaşmak yerine sakin ve çocuğa güven veren bir iletişim şekli benimsenmelidir.

Peki bu 2 yaş sendromu neden yaşanıyor? Çocuk psikolojisinde neler gelişiyor? merak ediyorsanız sizi aydınlatacak bilgileri bu blog yazımızda bulabilirsiniz.

Çocuklar 2 yaş sendromunu neden yaşıyor?
2 yaş, bebeklikten çocukluk dönemine geçiş evresidir. Çocuğun duygusal dünyasında iniş çıkışların gözlendiği ve çocukta negatif tutumlarla kendini gösteren 2 yaş sendromu, çocuğun kişiliğinin oturmaya başladığı, çevresini keşfetmeye başladığı bir süreçtir. Bu evrede çocuk, kendisinin de bir birey olduğunu fark eder. Çocuk, isteklerini nasıl yaptıracağını gözlemleyerek öğrenir ve sınırlanmadan bağımsız hareket etmek ister. 2 yaşına kadar konuşmayı çat pat başaran bir çocuk, bu sürece girdiğinde isteklerini net bir şekilde anlatmaya çalışmaktadır. Hem yürüme hem de dinleme-anlama gibi konularda gelişimine devam eden çocuk henüz kendini net bir şekilde ifade edemediği ve anlaşılamadığı için öfkelenmeye başlar. Ayrıca;

Çocuğun ebeveynler tarafından engellenmesi ve aşırı koruyucu davranılması,
Aile içindeki şiddet,
Çocuğa ilgisizlik,
Kardeş kıskançlığı,
Çocuğun sürekli yardım etmeye çalışmak (giyinirken, yemek yerken vb.) gibi durumlar da 2 yaş sendromunun daha hararetli yaşanmasına sebep olabilmektedir.
Kimi zaman anne ve babaları duygusal bakımdan yıpratan, kimi zaman da anne çocuk ilişkisini zedeleyen bu süreç, kimi zaman anlaşılması zor olsa da çocuğu anlayarak ve öfkesinin dinmesini bekleyerek, onunla iletişim kurarak atlatılmaya çalışılmalıdır.

2 yaş sendromunda çocukta hangi davranışlar izlenir?
Kendisinin de bir birey olduğunu göstermek isteyen 2 yaş sendromundaki çocuk, ebeveynlere göre tam bir çatışma ortamı yaratır. Negatif tutumları, şiddeti eğilim gösteren davranışları ve yüksek inatlaşma seviyesi ile aşağıdaki davranışların hepsini ya da bir kısmını göstermektedir:

Birçok konuda ebeveynler ile ciddi bir inatlaşma söz konusudur.
Bu döneme kadar isteklerini basit kelimelerle anlatabilen çocuk birden konuşmak yerine her istediğinde ağlamayı tercih eder.
İstedikleri hemen hemen her şeyde itiraz eder, ayaklarını vurur, yumruklarını sıkar, bazen de ağlar.
İtiraz ederken “gelmeyeceğim, yapmayacağım, istemiyorum, yemeyeceğim” ifadelerini sık sık kullanır.
İstekleri yerine getirilmiyorsa itiraz ederken başını duvara ya da yere vurur, anne ve babasına vurur, eşyaları atar.
Öfke kimi zaman öfke patlaması olarak izlenir ve çocuk saatlerce mızmızlanarak ağlar.
Ağlama krizleri o yorulup uyuyana kadar sürebilir.
İştahı kesilebilir ve yemesini istemediğiniz besinler konusunda inatlaşır. Örneğin; sadece makarna ya da sadece köfte yemek ister.
Uyku düzeni değişir. Gece uykusu düzene girmiş bir çocuk birden gece uyanır ve uyumak istemez. Geç yatmak ister, öğle uykusunu reddeder.
Kendi kendine konuşur, anne babaya küser. Çocukta yeni bir davranış izlenir ve alınganlık başlar.
Kendine güvenir ve bir şeyleri tek başına yapabileceği konusunda inatlaşır. Dedeye, anneanneye, babaanneye, komşuya gitmek ister.
2 yaş sendromunda çocuğa nasıl davranmak gerekir?
2 yaş sendromu yaşayan bir çocuğun davranışlarının doğal olduğu unutulmamalıdır. Çocuk istediği şeyler yapılmadığı zaman öfkelenip ağlamaya başladığında ona bağırmak ya da onunla inatlaşmak yerine çocuğun duygularını anlamaya ve sorunları çözmeye çalışmak daha doğru olacaktır. Anne ve babaların öncelikle sabırlı olmaları ve bu durumun geçici olduğunu anlamaları gerekir. 2 yaş sendromunda anne, baba ve çocuk arasında yaşanan çatışmaları azaltmak, çocuğun bireysel gelişimini desteklemek için şunlar yapılabilir:

Sakin ve ılımlı bir ses tonundan uzaklaşılmamalı. Bağırmak ve inatlaşmak çocuğun daha çok öfkelenmesine ve sürecin kontrol edilemez bir hal almasına neden olabilir.
Çocuğun yaşına uygun oyuncakları olmalı. Bu dönemde eğitici oyuncaklar çocuğu rahatlatır, çocuğun konuşma becerisinin gelişmesini sağlar.
Çocuk ağlama krizine girdiğinde ağlamasının bitmesi beklenmeli.
Sakinleştikten sonra istediği şeyi neden elde edemeyeceği anlatılmalı.
Aynı anda birçok şeyi istediğinde alamayacağı ona anlatılmalı ve seçim yapması beklenmeli. Örneğin; parka gitmek ve çizgi film izlemek arasında tercih yapması beklenebilir.
Ağlayan çocuğun dikkati başka şeylere çekilmeli. “Yeni bir oyun öğrendim birlikte oynamak ister misin? gibi çocukta merak uyandıran, sürprizli öneriler tercih edilebilir.
Bu dönemde çocuk yalnız bırakılmamalı. Anne, baba ve kardeşi ile birlikte aktivitelere katılmalı. Çocuklar yemek yapmaya, kek hamurunu çırpmaya, toz almak gibi ev işleri yapmaya, babaya yardım etmeye bayılırlar.
Çocuğun kendi kendine başarması için ona seçenekler sunulmalı. 2 yaşından sonra çocuklar kendi başına yemek yiyebilir, giysilerini giyebilir, sandalye ya da koltuğa tırmanıp oturmak, kapıyı açmak ve kapatmak gibi basit görevler çocuklarda özgüven gelişimini desteklemektedir.
Aile süreci kolay atlatamıyorsa mutlaka bir uzmandan destek almalıdır.
Anne ve babaların 2 yaş sendromunun her çocukta aynı şiddette seyrettiğini düşünmeleri ve kendi çocuklarını başka çocuklarla “bak o ne kadar uslu, bak annesinin sözünü dinliyor” gibi söylemlerle karşılaştırmaları çok yanlıştır. Çünkü bu süreç her çocukta farklı şiddette seyreder. Bazı çocuklar olabildiğince inatçı, bazı çocuklar bir söyleneni iki etmez ve hemen sakinleşirler. 2 yaş sendromu çocuk yaklaşık 3,5 yaşına geldiğinde sona erer. Çünkü çocuk artık net ifadelerle konuşabiliyor, ne istediğini artık daha iyi biliyor, kendi işini daha kolay görebiliyor. Bu dönemden sonra çocuk bireyselleşir, özgüven sahibidir, sevgi doludur.

Çocuğunuzun gelişimi için en doğru yöntemleri, onların sağlıklı büyümesi için ihtiyacınız olan tüm bilgileri bloğumuzdan takip etmeye devam edin.

Yazar

“İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum. Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.” “Çocuğu çalıştım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. İşte Montessori Yöntemi budur.” “Çocuğa olan ilgimiz ‘ona bir şeyler öğretme’ hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.” “Çocuğun bedeni, ruhun neşesi sayesinde yaşıyor.” tıpkı Maria Montessori dediği gibi çocuğu çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.

Yorum Yaz