Anne baba tutumu olarak, en sağlıklı ve en başarılı olan tutum demokratik anne baba tutumudur. Demokratik tutum, çocukların hem denetlenmesini hem de ihtiyaçlarına karşı duyarlı davranılmasını amaçlayan bir tutumdur. Anne baba tutarlı, kararlı ve güven vericidir. Çocuğa verilen şartsız sevgi ve saygıyı, çocuğun ihtiyaçlarına duyarlı olmayı, çocuğa her konuda iyi bir rehber olmayı davranışlarına yansıtmış anne- babaların, çocukla ilişkilerini yansıtmaktadır. Dengeli davranış örüntüsü ve karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde ailede karşılıklı hak ve sorumluluklarla birlikte bazı kurallar da vardır. Kişiler bunların bilincindedir. Çocuğa gösterilen sevgi koşulsuzdur, anne babalar çocukla iletişime önem verirler ve iletişim engellerini kullanmazlar, ölçülü ve kişiliğin dengeli gelişmesine fırsat verici bir yaklaşımdır (Özyürek, 2004 ; Çağdaş ve Seçer, 2006). Demokratik ebeveynler çocuklarına karşı hem duyarlı bir yaklaşım gösterirler hem de onlardan beklentileri vardır. Çocuklarına kendilerinin sevildiklerini bilmelerine izin verirler. Çocukları ile çatışma seviyesini düşük tutarlar, onlara güvenerek kabullenirler (Erkan, 2013).
Demokratik tutum içinde yetişen çocuklar kabul edilip cesaretlendirildikleri, özerk yetiştirildikleri, esnek kurallar içinde oldukları içindir ki daha çok kendilerine güvenirler, kendini kontrol etme ve sosyal açıdan yeterlidirler, daha iyi okul performansı gösterirler ve yüksek düzeyde kendilerine saygıları vardır, bağımsız davranabilirler. Daha az depresif ve kaygılıdırlar, duygusal problemlerle baş etme becerileri daha yüksektir, sosyal yeterliğe sahip, arkadaş canlısı, ne istediğini bilen, özgüven ve sosyal sorumluluk sahibi çocuklardır (Erdoğan ve Uçukoğlu 2011; Taner Derman ve Başal 2013). Demokratik ortamda yetişen çocuklar kendilerinin ve başkalarının haklarını korurlar, işbirliği ve dayanışma içine girebilirler. Dengeli ve uyumlu bir kişilik yapısı geliştirirler (Çağdaş ve Seçer, 2006).

Yazar

“İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum. Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.” “Çocuğu çalıştım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. İşte Montessori Yöntemi budur.” “Çocuğa olan ilgimiz ‘ona bir şeyler öğretme’ hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.” “Çocuğun bedeni, ruhun neşesi sayesinde yaşıyor.” tıpkı Maria Montessori dediği gibi çocuğu çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.

Yorum Yaz