Oyun Terapisi Nedir?

Oyun terapisi çocukların uyumlu ve mutlu olarak yaşamalarını hedefleyen gelişimsel bir terapi şeklidir. Çocukların oyunu ve oyuncakları kullanarak kendilerini ifade etme gereksinimlerine odaklanan özel bir süreçtir.
Çocuklar, kendilerine güvenli bir ortam sunan eğitimli bir oyun terapisti ile istedikleri şekilde oynayabilmeleri için cesaretlendirilirler. Bu süreçte, çocuklara duygusal sorunlarını ifade edebilmeleri için değişik çeşitte birçok oyuncak sunulur. Çocukların kendilerini sanat, drama ve fantazi içeren oyunlar yoluyla ifade edebilmeleri için fırsat yaratılır. Oyun ve oyuncaklar kullanılarak çocuklar ile iletişim kurmaya, sorunları çözmelerine ve olumsuz davranışlarını değiştirmelerine yardımcı olunur.

Çocuklarla Neden Oyun Terapisi?
Çocuklar oyun oynamayı severler. Yetişkinler kadar duygularını anlayabilme ve konuşabilme becerileri gelişmemiştir. Bu nedenle, oyunun, çocuklara deneyimlerini ve duygularını ifade etme fırsatı sunduğundan iyileştirici bir özelliği vardır. Çocuklar, oyunlarında davranışlarını etkileyen kızgınlık, üzüntü, korku, ya da hayalkırıklığı gibi duyguları terapistin sağladığı güvenli bir ortamda yeniden canlandırabilirler.

Oyun terapisi çocukların
• Yaşadıkları dünya hakkında öğrenmelerine
• Duygu ve düşüncelerini ifade etmelerine
• Zihinsel ve fiziksel becerilerini geliştirmelerine
• Etkili sosyal beceriler geliştirmelerine
• İlişkilerde güçlü bağlar kurabilmelerine yardımcı olur.

Çocuğunuzla iletişiminizi geliştirmek, gelişimine destek olmak, onun dünyasına girip sevgi ve saygısını kazanmak istiyorsanız Filial Terapi tam size göre!

Filial Terapi: Anne ve Babaya çocuklarıyla nasıl oyun oynayacaklarını öğreterek problemlerini çözmeye, iletişimlerini geliştirmeye yardım eden, çocuklarıyla oyun terapisi yapma fırsatı veren psiko – eğitimsel bir yaklaşımdır

Filial Terapi, çocuklarla ebeveynlerin senkronize olamamalarından kaynaklanan problemlerin çözülmesinde yardımcı olur. Bu sayede, anne babaların çocukları ile olumlu ve destekleyici bir şekilde iletişime geçebilmelerini sağlar. Ebeveynlerin çocuklarına yönelik duyarlılıkları artar, çocuklarını yargılamadan önce onları anlamalarını sağlar. Çocukları ve çocuklarının potansiyelleri üzerine yeni bir farkındalık geliştirirler. Filial terapi, aile ilişkilerindeki problemleri keşfetmede ve çözmede doğrudan ve hızlı sonuçlar yaratan bir terapi metodudur.

 

Yapılan araştırmaların sonucunda, Filial terapi gruplarına katılan ebeveynlerin çocuklarına karşı daha kabullenici oldukları ve onlarla daha çok empati kurdukları bulunmuş. Ayrıca, bu süreçte çocukların daha az güçlük yaşadıkları ortaya konmuş (Sue & Landreth, 1995; Chau, Irıs, & Landreth, 1997; Costas & Landreth, 1999). Çok farklı kültürlerde filial terapinin etkileri araştırılmış ve farklı kültürlerden ailelerde olumlu değişiklikler yarattığı ortaya konmuş ( Ceballos, 2008; Chau & Landreth, 1997; Johnson, 2006; Yuen, Landreth, & Baggerly, 2002; Sheely-Moore & Bratton, 2010; Glover & Landreth, 2000). Örneğin, Alman annelerle yapılan 2 haftalık kısa süreli filial terapinin sonucunda, annelerin daha fazla kabullenici, daha empatik ve çocuklarına karşı daha olumlu yönde dikkatlerini kullandıkları bulunmuş. Ayrıca, çocuklarının daha az problem yaşadıklarını bildirmişlerdir (Grskovic & Goetze, 2008)

G. Ginott’un da dediği gibi “Oyuncaklar çocuğun kelimeleridir. Oyunu ise, ne anlatmak istediğidir”. Winnicott ise oyunun, hem yetişkinlere hem de çocuklara yaratıcı olmakta özgür olma fırsatı sağladığına ve böylelikle kişiliklerini kullanabildiklerine dikkati çeker. Oyun terapisi, çocuğun oyuncakları kullanarak kendi hikayesini kelimelere dökerek anlatabilmesi ve duygularını ifade edebilmesi için etkili bir terapi çeşididir. Terapist çocuğa kabul edildiği hissini verir. Çatışmaları, sıkıntıları oyunu ve oyuncakları kullanarak ortaya koyar. Çocuğun oyununu gözlemleyerek ve onu anladığını hissettirerek çocuğun rahatlamasını sağlar. Oyuncaklar yardımıyla çocuk ile terapist arasında bir terapötik ilişki başlar. Oyun terapisi, çocuğun yaşadığı problemleri ve zorlukları önlemede ya da çözmede yardım sağladığı gibi, çocuğun gelişimine ve büyümesine de katkı sağlar (Carmichael, 2006).

Çocuğumun  Oyun Terapisi ile hangi problemlerini çözebilir?

* Travmalar ve İstismar (fiziksel, duygusal, cinsel)

* Bağlanma sorunları / Zorlu Doğum

* Ayrılık Anksiyetesi

* Uyku, yeme ve tuvalet problemleri

* Enürosiz (alt ıslatma) /Enkopresiz (kaka tutma- yapma zorlukları)

* Kaygılar ve Korkular / Fobiler ve Tikler

* Seçici dilsizlik / sessizlik

* Ailevi yaşantıdaki değişiklikler (yakınını kaybetme, ölüm, yas, taşınma vb.)

* Boşanma sonrası adaptasyon sorunları

* Kardeş kıskançlığı / Davranışsal gerileme

* Evlatlık alınma / edinilme durumu

* Okula başlama ve uyum sorunları / Davranışsal problemler

* Saldırganlık / Öfke veya Zorbalık, saldırıya uğra(t)mak

* Düşük öz-benlik saygısı / Sosyal içe kapanıklık

* Dikkat eksikliği ve hiperaktivite (aşırı hareketlilik)/ Dürtüsellik

* Tıbbi nedeni olmayan bulantılar/baş ağrıları,

* İletişim problemleri / Sınır koyma sorunu,

* Gecikmiş gelişim / Fiziksel yetersizlikler

 

Oyun oynayarak çocuklar, kendileri hakkında bilgi kazanır, çevresinde olan bitenlere anlam verir ve kendi kavramlarını geliştirirler. Ayrıca çocuklar gerçek hayatı taklit ederek içsel çatışmalarla ve yaşadıkları stresle başa çıkmayı, duygu ve düşüncelerini ifade etmeyi oyunla öğrenirler. Oyun, çocukların fiziksel, duygusal, sosyal ve zihinsel alanda birçok becerileri kazanmalarına fırsat yaratır.      Dr. Rise Vanfeet oyun önemini şöyle özetliyor;

 

 

“Eğer çocukların oyunlarını anlarsak onları daha iyi anlayabiliriz. Çocuklarla konuşmak yerine oyunlarını izleyerek düşünceleri, duygularını, motivasyonları ve mücadeleleri hakkında çok daha fazla şey öğreniriz! Oyun “ çocuğun dili” olarak tanımlanır ve eğer biz bu dili öğrenirsek ( ya da yeniden öğrenirsek), çocuklarımızla daha tatmin edici ilişkiler yaşabiliriz (Vanfleet & Çetin, 2009).

Oyun çocuğun en büyük işlevidir.

oyun oynamayan çocuk sağır olur,dilsiz olur.

Yazar

“İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum. Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.” “Çocuğu çalıştım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. İşte Montessori Yöntemi budur.” “Çocuğa olan ilgimiz ‘ona bir şeyler öğretme’ hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.” “Çocuğun bedeni, ruhun neşesi sayesinde yaşıyor.” tıpkı Maria Montessori dediği gibi çocuğu çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.

Yorum Yaz