Farklılaştırılmış öğretimde öğrencilerin hazır bulunuşluk, ilgi ve öğrenme stillerine göre içerik, süreç ve ürün sistematik olarak farklılaştırılır. Bunu yapabilmek için çeşitli öğretim, yönetim ve stratejileri işe koşulur. Öğretmen her zaman her şeyi farklılaştırmak zorunda değildir.

Öğrencilerinizi Tanıyın.

  • Öğrencilerinizin güçlü ve zayıf yönlerini ve yeteneklerini öğrenin.

Öğrencilerin geçmiş yıllara ait ders başarı kayıtları incelenebilir.

  • Öğrencilerin ilgilerini öğrenmek için araştırma yapın.

Öğrencilerin ders kayıtları yanı sıra öğrencinin okul dışı hayatıyla ilgili bilgilere sahip olmak gerekir. Bu rehberlik biriminin hazırlayıp uyguladığı bir ilgi envanterinin sonuçlarını incelemek, öğrenciyle yüz yüze bir görüşme yapmak ya da öğrencilere cevaplarının öğrenme stilleri hakkında ipuçları verecek ve açık uçlu soruları olan anketler uygulamakla ya da öğretmenin rehberlik birimiyle işbirliği içinde çalışarak uygulayacağı herhangi bir öğrenci tanıma çalışmasıyla olabilir. Bu bilgi toplama araçlarının yanında en az bu araçlar kadar etkili olan okul ve sınıf içi gözlem teknikleri de kullanılmalıdır

Öğretme Stratejileri Repertuarınızı Oluşturun 

Tek bir öğretim stratejisinin her öğrenciye hitap etmesi beklenemez. Bu çalışmada bahsedilecek üç öğretim stratejisi farklılaştırılmış Öğretim planlamaları yapılırken en sık kullanılanlardır.

  • Direkt Yönlendirme: Öğretmen merkezlidir. Öğretmenin kısa zamanda bilgiyi

öğrenciye iletmesi gereken durumlarda kullanılır. Öğretmen konuşsun ve uygulasın, öğrenci dinlesin ve izlesin yöntemi değildir. Bu stratejide öğretme işi, bir belli aşamaları olan bir süreçtir. Bu aşamalar;

Bilgi Girişi : Öğretmen yoğun bilgi girişinde bulunur. Bu aşamada öğretmen konuşarak, film göstererek, bir kaset dinleterek, resimler kullanarak bilgi girişini sağlar.  Bir tür sunuş, giriş aşamasıdır.

Modelleme:  Bu aşamada öğretmen, öğrencilerine ürünle ilgili beklentilerinden bahseder. Ürününde olması gereken ve değerlendirmeye esas olabilecek özellikler gruplandırma, karşılaştırma gibi tekniklerle anlatılır.

Kontrol : Öğrencinin ürünle ilgili aşamalara geçmeden önce konuyu anlayıp anlamadığının kontrolüdür.  Bilginin pratikte uygulanma aşamasına geçilmeden  önce aşılacak süreçtir.  Soru cevap çalışmalarıyla bu kontrol gerçekleşebilir.

Öğretmen Kontrollü Pratik Çalışmaları:  Öğrencilerin öğrendiklerini gösterebilmeleri için öğretmen kontrolünde, her öğrenci için aynı olan pratik çalışmalarıdır.  Öğrenciler çalışırken öğretmen öğrencilerin arasında dolaşır ve kimin ne kadar başarılı olduğunu tespit eder ve iyileştirme gerek gördüğü yerlerde müdahale eder.

Kapanış:  Direkt yönlendirme stratejisinin son aşaması olan kapanışta öğretmenin yaptığı ya da söylediği her şey öğrencinin öğrendiği bilgileri anlamlı bir hale getirmesine yardımcı olur. -Sorusu olan var mı ? Yok . İyi o zaman yenisiyle devam edelim. Bu cümleler etkili bir kapanış yaratmaz.  Kapanışta öğretmen önemli noktaları pekiştirmeye ve bu noktaları daha önce öğrenilenlerle birleştirmeyi hedefler.

Bağımsız Çalışmalar: Öğrencilere öğretmen yardımı olmadan çalışma fırsatı vermektir. Bireysel  ya da grup çalışması şeklinde olabilir.  Öğrenilen bilginin pratiğe aktarılması istenir.

  • Sorgulayarak Öğrenme:

Öğrencilerin eleştirel düşünme ve problem çözme yeteneklerini geliştirir. Öğrenci merkezlidir ve  öğrencilerden öğretmene bağımlı kalmadan araştırmalar  yürütmelerini ister. Temeli soru sormaktır. Öğrencilerin sorulan sorulara cevaplar bulunmasını ve  yeni sorular sormalarını bekler. Sorulan soruların bazı özelliklerinin bulunması şarttır. Bunlar;

  • Cevabı olmalı
  • Bu cevap basit bir gerçek olmamalı
  • Herkes tarafından bilinen bir cevabı olmamalı
  • Öğrenciyi sorgulamaya yöneltmeli
  • Kişisel olmamalı

 

  • İşbirlikçi Öğrenme/Grup Çalışmaları:

İşbirlikçi öğrenme, ortak hedeflere ulaşabilmek için beraberce çalışmaktır. İşbirliği içinde çalışılan gruplarda, grup üyeleri hem bireysel hem de grup başarısı için çalışırlar. Bireysel çalışmalarda öğrencilerin amacı bazen diğer sınıf arkadaşlarından daha başarılı olmak, daha iyi notlar almak olabilir. Kendi hedeflerine ulaşmanın yolunun diğer arkadaşlarının başarısızlığından geçtiğini düşünebilir. Grup çalışmalarında ise grubun başarısıyla öğrencinin başarısı doğru orantılıdır.

Adım: Öğretim Aktivitelerinizi Çeşitlendirin:

Ders içinde kullanılan her bir aktivitenin öğrenciyi öğrenme sürecine dahil edebilmesi için motive edici ve birazda zorlayıcı olması gereklidir. Böylesi aktiviteleri planlamak çok kolay değildir fakat öğrenci profilimizi ve öğrenme ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak yapılacak aktivite planlamaları öğrencilerin öğrenme sürecini olumlu etkileyecektir.

Adım: Etkili Ölçme ve Değerlendirme

Tek bir ölçme aracına ve tek bir değerlendirme metoduna bağlı ölçme değerlendirme farklılaştırılmış öğretim stratejilerinin uygulandığı bir eğitim öğretim ortamında kullanılmamalıdır. Öğrenciler öz-değerlendirme yapmalıdır. Öğrencinin kendisine üç soru sorması beklenir;

– Nereye gitmek istiyorum? Hedefim ne?

– Şu an neredeyim? Hedefe Ne kadar yakınım?

– Aradaki boşluğu nasıl kapatabilirim?

 

 

3.Kanıt temelli uygulamaları nasıl arttırabiliriz?

Kanıt: Maslow’un motivasyon teorisi de ögrenmenin, kendini gerçeklestirme, özsaygı, yararlı olmak ve sevme ihtiyaçlarını saglaması gerektigini göstermektedir. Kanıt: Yüksek düzeyde etki büyüklügüne sahip olan yöntemlerin neredeyse tamamı ögrencinin aktif olmasını gerektirmektedir. Yapısalcı (constructivist) yaklaşımların tamamı ögrencilerin kendi anlamlarını olusturmasını gerektirir.Bu sebeple ögrencilerin sınıflarında interaktif ögretim,karsılıklı ögretim, grafik düzenleme, karsıt görüsleri not alma,tartısma, arastırma-inceleme yapma ve kesfederek öğrenme gibi onları aktif kılacak ögretim yaklasımlarını kullanmaları en iyi ögrenme sonucunu almak için gereklidir.

  • Amaç, yeniden üretim dısındaki düsünmeyi de kapsar.Bu derinlemesine ögrenme için gereklidir. Amaçlar, normal düzeyde bir ögrenci için de düsük anlama düzeyindeki bir ögrenci için de, anlamayı kamçılayıcı sekilde olmalıdır. Her okul yılında ögretmenler, ögrencilerin basarı durumlarını gösteren

sonuçları arttırmak için birçok bilgiyi bir araya toplarlar. Bu toplanan bilgilerin bir analizi yapıldıgında, ögretmenler ve yöneticiler nasıl bir çalısma yapmaları gerektiği konusunda da yönlenmis olurlar. Ögretmenler bu verileri meslektaslarıyla da paylaşarak tartısırlar. Böylece ne yapmaları gerektigi konusundaki kendilerine yön veren birçok kanıtı olumlu yönde kullanmıs olurlar. Örnegin;

  • Sınıfta ne tür dersler verilmeli?
  • Nasıl degerlendirilmeli vb.

Kanıt-temelli uygulamayı gelistirmek için nasıl bir bakıs açısı oluşturulması gerektigini belirlemek üzere ögretmenlere ve yöneticilere asagıdaki sorular yöneltilir.

  1. Yenilikleri tanımlamak için (analiz, sonuçlarının gösterdigi bulgular) neler yapılmalı? Örnegin ögrencilerinin ögrenme hedeflerinin, kültürlerinin arttırılması ve devamsızlıgın engellenmesi gibi.
  2. Yenilikleri birlikte düsünmek. Yeni sorular sorarak yeniliklerin etkilerini düsündürmek, bu yeniliklerle nelerin degistigini belirlemek. Hangi araçları ögretim için kullanmalıyız? Ögrencileri nasıl gruplandırmalıyız? Teknolojiyi nasıl kullanmalıyız?
  3. Bu yenilikleri, analiz, sentez ve organize ederek bunları bir yazılı belge haline getirmek ve böylece okulun pedagojik planlarını hazırlamak.
  4. Ögretmenleri, daha önceki çalısmalarında yaptıkları ve basarılı olmayan

uygulamalarını açıklamaya tesvik etmek.

Yazar

“İşime, iyi buğday tohumlarını biriktirmiş ve bereketli bir parça toprak bağışlanmış bir köylü gibi başladım. Dilediğim gibi ekip biçecektim. Ama öyle olmadı. Toprağın üstündeki otları ayıkladığımda altın buldum. Otlar çok değerli bir hazineyi saklıyormuş.” “Çocuğu çalıştım. Çocuğun bana verdiklerini aldım ve onları ifade ettim. İşte Montessori Yöntemi budur.” “Çocuğa olan ilgimiz ‘ona bir şeyler öğretme’ hevesiyle değil, ama onun içinde yanan ve zeka denilen ışığın sürekli yanmasını hedefleyerek olmalıdır.” “Çocuğun bedeni, ruhun neşesi sayesinde yaşıyor.” tıpkı Maria Montessori dediği gibi çocuğu çalıştım ve çalışmaya devam edeceğim.

Yorum Yaz