Yeni doğan bebekler günde toplam yaklaşık 12-16 saat uyurlar. Prematürelerin uyku süreleri normal zamanda doğan bebeklere göre daha kısa ve uyku uyanıklık mekanizmaları daha kısadır. İki yaşına kadar bebeklerin ideal uyku süresi 13-14 saattir; 18 aylık olana kadar bu sürenin 2-3 saati gündüz uykusudur. Bebeklik döneminde çocukların uykusunun çok düzenli olması beklenmemelidir, dönem dönem uyku düzensizlikleri yaşanabilmektedir. 2-3 ay civarında bebeklerin 3-4 saat aralıksız uyumaları ve beslenmek için uyanmaları beklenmektedir; 3 aylık bebeklerin birçoğu tüm gece aralıksız uyumaktadır. 4 aylıktan itibaren ise gece uykuları daha az bölünmekte ve gündüz uykuları azalmaya başlamaktadır. Bazı bebekler uyansalar bile kendi kendilerini yatıştırıp yeniden uykuya dalabilirler. Uykuya dönmede bu şekilde kendi iç mekanizmalarını kullanma yeteneği genellikle 3-4 aylıkken gelişir. Uyku bozukluklarında en çok görülen durumlar gece uyanma ve uykuya dalma güçlüğüdür. Özellikle ebeveynler tarafından en çok şikâyet edilen konu bebeklerin gece uyanmasıdır.
ÇOCUKLARDA EN SIK GÖRÜLEN UYKU BOZUKLUKLARI
Parasomnia: Uyku sırasında ortaya çıkan istem dışı davranış örüntüleridir. Uykuda konuşma, uykuda yürüme, gece terörü, kâbus bozuklukları, kafa vurma, diş gıcırdatma ve yatak ıslatma.
Gece Terörü: Gece dehşeti olarak da adlandırılır. Sıklıkla 3-10 yaşları arasında görülür. Uykuya daldıktan sonra non-rem evresinde ortaya çıkar; çocuk çığlık atarak kalkıp yatakta oturur, korkulu gözlerle etrafına bakar, sabahları hatırlamayabilir. Beraberinde çocuğa saldırganlık davranışları, ağlama veya aşırı ajitasyon da eşlik edebilir.
Kâbus Görme: Normal rem uykusunda görülen ayrıntılı, hoşnutsuzluk veren korkutucu rüyalardır. En çok 4-6 yaş arasında görülür. Çocuk uyanınca rüyasını hatırlar, çevresini tanır ve sonra uykuya tekrar döner.
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN UYKU PROBLEMLERİNİN NEDENLERİ
Özellikle ilk üç aydan sonra çocukların uyku düzenleri çevresel faktörlerin etkisine daha fazla açıktır; burada önemli olan anne çocuk ilişkisidir. Annedeki stres ve kaygı düzeyi, hamilelik sonrası depresyon, çalışan bir anneyse doğumdan sonra tekrar çalışma hayatına geri dönüş yapacak olması, anne-babanın eş olarak birbirleriyle ilişkileri, aile içi çatışmalar gibi problemler anne-çocuk ilişkisinin şekillenmesinde etkilidir.
Reflü, gaz problemleri, akciğer patolojileri veya çeşitli nörolojik problemler de ilk önce ele alınıp incelenmesi gereken tıbbi kaynaklı faktörleri oluşturmaktadır.
Annenin emzirme süresince bebekle kurduğu ilişki,
Ailenin bebeği uyutma alışkanlıkları,
Gece sık beslemeler ve uzun süreli ilgi,
Anne-baba ve çocuğun gün içinde aşırı yorgunluğu,
Çocuğun kişilik özellikleri, gündüzleri aşırı ağlaması, huzursuzluğu ve duygusal tepkileri, anneden ayrılınca duyduğu kaygı,
Çocukların nasıl bir ortamda uyutulmaya çalışıldığı (ses, ışık, yatak değişikliği, uyumadan önce masal okuma gibi)
- Uyanık kalmada ve uykuya dalmada zorluk oluşturan duygusal üzüntü ve ihtUYKU PROBLEMİNE KARŞI ÖNERİLER…
Bebeğinizi kendi yatağında uyutun.
Yatağına koyma zamanında bebeğin uyanık ama uykulu olmasına dikkat edin.
Yatağına onu sakinleştirici bir uyku nesnesi koyun (oyuncak, sevdiği battaniye vb.)
Bebeğiniz ses çıkartır çıkartmaz yanına gitmeyin, uykuya yeniden dalma fırsatı verin.
Bebeğiniz iyice uyanır ve yanına gitmeniz gerekirse hemen kucağa alıp yataktan çıkartmayın.
Gelişim düzeyine göre gece beslenme miktarı ve süresini yavaş yavaş azaltın.
Herhangi bir rahatsızlık, hastalık sırasında bozulmuş olan uyku düzeninin hastalık sonrası da devam etmesine izin vermeyin.
Uyku sessiz, sakin, karanlık koşullar ister. Eğer içeride onun dikkatini çeken bir şeyler yapılıyorsa, eğleniliyorsa, çocuk uyumak istemez. Bu nedenle çocuğunuzu uyumaya gönderdiğinizde ya da yatağına yatırdığınızda aklının içeride kalmamasına dikkat edin.
Çocuğunuzun bedensel ve fizyolojik ihtiyaçlarının karşılanıp karşılanmadığından emin olun. Karnı açsa, bütün gün anne babasından uzak kalmış ve henüz onlarla oynamaya, konuşmaya doyamamışsa uyuması problem olacaktır. Özellikle çalışan anne babaların çocuklarında bu duruma çok sık rastlanmaktadır.
Baskıcı ve otoriter anne baba tutumuna sahipseniz çocuk bu duruma tepki olarak da uyumak istemeyebilir. Kendi iradesini ve bireyselliğini korumaya çalışan çocuklar uyumama konusunda kontrolü elinde tutmaya çalışır.
Çocuğunuz uykudan kâbus görerek uyanmışsa, bir süre onun yanında kalıp rahatlatabilir, sakinleşmesini bekleyebilirsiniz.
Karanlık korkusu da çocukların uykuya karşı direnç göstermelerine neden olabilir. Özellikle çocuklar bu bahaneyi kullanarak anne-babanın yatağında yatma alışkanlığı geliştirebilir. (Karanlık korkusunun nedenlerini mutlaka araştırın) Gerekirse odasında küçük bir gece lambası bulundurabilirsiniz.
Çocuğunuzun uyku saatini yaşına göre belirleyin ve uyku düzeniyle ilgili kararlarda ailece tutarlı davranın, çocuğunuzun “az daha”, “5 dakika daha” gibi sözlerine esneklikle davranırsanız uyku saati sorun haline gelebilir. Çocuğunuz için uygun olarak belirlediğiniz uyku saati konusunda kararlı davranın ve onun ısrarları karşısında pes etmeyin.
Çocuğunuzun uyumak istememe ya da uyku problemi yaşamasının nedenlerini araştırın, gerekirse psikolojik destek alın.